9 Ocak 2016 Cumartesi

EŞGAL ERBABI


Kaldır kafanı
Saçlarınla oynamayı kes.
Dalıp dalıp gitmelerden vazgeç
Tamam oldu, bozma.

Kimsin sen?
Yani bu, eli cebinde halin
Sehpanın üzerinde kahven
Çantada birkaç kitap
Kitapta birkaç söz
Sözün özünde usanmışlık
Fazla soyut oldu değil mi?
Baştan alalım.

Kimsin sen?
Ben o gözlerin havale halinde oradaydım.
İşgalci güçler peşimizde
Her tarafta yangın var
Dostoyevski bu konuya değinmemiş ne talih
Kan sızıyor kapı altlarından
Kırık camlar batıyor çorak topuklarımıza
Utanmasak yardım isteyeceğiz
E utanıyoruz.
Göz altları morarmış tecrübelerimizin
Anlatmaya korkuyoruz.
Ama burada ne çok acınası sahne var.
İyisi mi?
Baştan alalım.

Hah, kimsin sen?
Ben ki sevgimi ipek hurçlarda saklamış
Kimilerinin kalbini altın mahfelerle sokaklarda gezdirmişim.
Düşünceli hallerimde halı desenlerinden yollar yapmış,
En uygunsuz zamanlarda
Aslan payına tırnak atmışım.
La Fontaine bu konuda pek bir şey söyleyemez
Jenerasyonlar farklı
Ancak dinamik dünyada tarih ne kadar laf yapabilir?
Heredot yirmi birinci yüzyıl akşamlarında şarap içmekten ne anlar?
Kaldı ki Büyük İskender de elindeki adaları Araplara satardı.
Fakat hayat dünyevi tatlardan hiç haz etmez
Hadi bakalım,
Baştan alalım        
                                                                                                        Mehmet ZORLU