27 Nisan 2016 Çarşamba

SÜRGÜNLERDEYİM

Sürgünlerdeyim
kuzgunlar konuyor yanıbaşıma
Yanıbaşında ölüyorum haberin yok
Kaldır beni kıymetlim
Alalım başımzı gidelim
Ben sürgünlerdeyim fakat sen gel de geleyim
İkimize yetecek ortak bir müzik listesi yapalım.
Karanlık tenimizi örterken
Bırak da en hassas yerlerinden öpeyim hasretini
Bana dön deme şimdi ben sürgünlerdeyim
Ama sen gel de geleyim
Sıra sıra dizip sevdiğimiz kitapları
Başımıza yastık yapalım en sevgili kelimeleri
Hiçbir şey için söz veremem
Biliyorsun şu dönem sürgünlerdeyim
Lakin sen gel de geleyim
Yüzünü görmemi istemiyorsun dediler
Kolumu bacağımı bırakayım
Bırak, amaa geleyim
Öyle güzel çağlıyor ki kulaklarımda ismin
Uzun zamandır işitemiyorum ne bir ses, ne bir sessizlik
Bu sebepten beni durduracak desibeller ölü doğum ne yazık
Yalnız ismini taşıyan kız çocukları yankılanıyor kulaklarıma
Dur deme şimdi bana biliyorsun sürgünlerdeyim
Yeter ki tek bir cümlede ortaklaşsın adlarımız
Yüzümü düşürüp sağır geleyim.
Bana baktığın kısa bir an yerleşti zihnime
Durup durup aklımdan çıkarıyorum
O yüzünün halini bir anlatmaya başlasam
Ah bir başlasam
Calvino tasvirimden ötürü beni halefi tayin ederdi
Yapamam, biliyorsun ki sürgünlerdeyim
Bana kalırsa hepimiz acemi birer hırsız doğuyoruz
Şu kahrolası hayattan çaldıklarımız belirliyor kastımızı
Ben gözümü sana dikmişim
Hayat gözünü bana, Sen gözünü hayata
Kafam bu kadarını kaldıramayacak
Ama sen gel de bana
 ister aptal geleyim
İster Abdal geleyim.
Seni anlatmaktan vazgeçeli
Seni anlatamamaktan vazgeçeli
Kim bilir kaç bahar geçiyor
Ben seni anlatmayı borç bilirken
Henüz saatin ve saatin tersi yönü yoktu ortalıkta
Orada burada sağa ve sola dönerken zaman
Adını Avam kamaralarına bağırıyordum
Sonra sen gitmeyi kurdun alarmlara
Ben sürgünlerdeyim
Zaman desen İzafiyet teorisi şu sıralar
Ama sen bir gel de
Kara deliklerde dehlizler bulayım
Ay ışığına tutunup geleyim

                                                                                                Mehmet Zorlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder