24 Haziran 2017 Cumartesi


            RIZANIN ABİSİNİN BABASI ÖLMÜŞ


Uçak piste indiğinde uçaktan inip inmeme konusunda kararsızlık yaşıyordum.Sanki başka çarem varmış gibi.Sonsuza kadar o uçakta kalacaksın diye bir teklifle karşıma gelseler kabul edeceğimden emindim.İnsanlar dört gözle uçaktan inmeyi bekliyordu.Diyeti yüzünden uzun süredir tatlı yiyemeyen bir kadın edası vardı çoğunda.İnecekleri toprak onların tatlısıydı.Yanımda annesiyle birlikte seyahat eden bebek bile onlardandı.Hiç ağlamamıştı yol boyunca.Belki annesi onu alıp 1-2 haftalığına akrabalarını ziyarete gitmişti.Hep ağlamıştı orada küçük arkadaşım.Geri döndüğüne mutluydu.Çünkü babası işi nedeniyle onlara katılamamıştı.Babasını seviyordu yani ufaklık.Bütün bebekler babalarını severler.Kendimi rahatlatmak için en sevdiğim oyunu oynamaya karar verdim.İnsanlara bak,düşün,yargıla ve anlat.Ön çaprazımda oturan genç kız ilişti daha sonra gözüme.Elinde küçük bir ayı vardı yol boyunca.Uçağa bindiğimizde çantasını yukarıya koymadan iki tane kitap çıkartmıştı.Onları hiç okumadı.Bütün yol boyunca o ayıya sarıldı ve uyumaya çalıştı.Uyuyamadı.Yüksek ihtimalle sayısal bir bölüm okuyor.Kitapları yanında taşıyor,ama okuma girişiminde bulunmuyor.Yine çok yüksek ihtimalle erkek arkadaşı tarafından alınmış o ayı.Eski erkek arkadaşı tarafından.O sevimli oyuncağı gördüğümde dikkatimi ilk çeken şey üstünde  bıçakla yapılmışa benzeyen yırtıklardı.Kızgınlığını ayıdan almaya çalışıp,sonra ise kıyamadığını düşünüyorum.Onu hala seviyor.Ancak çocuğun onu sevmediğine bahse girerim.Ne makyaj ne de düzgün bir saç.Kesinlikle kendine bakmayı bırakmış.Çocukla aralarında hiçbir irtibat yok ve depresyonda.Yemek sırasında yanındaki adamın ıslak kekini yemediğini gördüğü an avını gözüne kestirmiş bir çita gibi hızlı davranması depresyon yargımı destekler nitelikte.Olmuyor dikkatim tamamı ile bu lanet şehirde galiba.Kız zaten en azından yüz kilo.Yani ıslak keklerin üçüncüsü olsa onu da yerdi.Kitapların üzerindeki Canan Karatay yazısını gördüğüme eminim.Onları okumuyor çünkü sağlıklı yaşama konusunda bir takıntısı yok.Büyük ihtimalle kızlarının çirkin olduğunu düşündükleri için ailesi tarafından alınmıştır kitaplar.Ayı mı ? Ayıyı da çok aç kaldığı ama ailesi tarafından diyete zorlandığı bir vakit ısırıp yemeye çalışmıştır herhalde.Yerimden kalkıp sırt çantamı aldım.Uçakta benimle birlikte bir kaç kişi daha kalmıştı.Ayağı kırık olduğu ve tek başına yolculuk yaptığı için hosteslerin yardımını bekleyen yaşlı bir teyze,üç çocuğuyla sıkıntılı bir yolculuk geçirdiği  yüzünden belli olan kadın ve kabin ekibi.Merdivenleri teker teker indim.Unutmuş muyum havasını şehrimin?Şehrim unutmuş mu beni?Aprondan yürüyerek çıkıp valizlerin alınacağı salona geçtim.Küçük bir hava limanının,basit ve sıradan işleyişi idi bu.Basit şehrimin;basit hava limanı. Valizim olmadığı için hızlıca çıktım oradan.Dışarıya çıktığımda tanıdık bir yüz görmeyi beklemiyordum.Abimin telefonlarına çıkmamıştım.O da mesaj atmayı tercih etmişti sonra.Keşke okumasaydım o mesajı.Şu an evimde uykumun derinlerinde olurdum.Belki rüya bile görürdüm.Ardından akşama doğru kalkar,çaldığım bara gider iki bira içerdim sahneden önce.Sonra çıkar söylerdim o bombok şarkıları.Sahnede de iki kadeh rakı içerdim.Sonra sevdiğim şarkıları söylerdim kafam iyi oldu diye.Yavaş yavaş boşalırdı o vakit mekan.Ben zevkten dört köşe olurdum ki patron gelir,Tamam abi bak boşa çalıyorsun, derdi.Boşa çalınır mı hiç diyemedim ben daha.Toplardım gitarı.Evime döner iki duble viski atıp sızardım.Şimdi ise karşımda onsekiz senedir görmediğim abim,yüzünde garip bir ifade.Sanki babası ölmüş gibi bakıyor.Cidden de babası ölmüş adamın.Babamız ölmüş bizim.Hayat çok garip.Yirmi iki sene boyunca kaçmayı istedim bu şehirden.Sonra bir gün babam bana siktir git lan bu evden,artık baban değilim ben senin dedi.Ben de küçük bir valizi bile dolduramadım eşyalarımla.Aldım azımı,çektim gittim.Şimdi onun ölümü yüzünden geldiğim bu şehir hala kaç benden kaç benden diye bağırıyor bana.Ancak siktir git diyecek bir baba yok ortalarda artık.Abime doğru yürüdüm.Hoşgeldin dedi.Niye geldin,dedim.Cevap vermedi.Arkasını dönüp yürüdü.Ben de onu takip ettim.Babamın ölümü sayesinde hayatım boyunca kıçımı yırtsam binemeyeceğim bir arabaya binmiştim.Hatırladığım abim,babama benzerdi.Beni severdi bilirdim ama hiç hissettirmezdi.Zaten babam da beni severdi,onu da bilirdim.Ancak bana yaptığı en büyük iyilik ettiği son kelimelerdi.Zaten bu iyiliğine karşılık buradaydım bugün.Bana özgürlüğümü veren adamın üstüne toprak atmaya gelmiştim.Benim de onun özgürlüğüne katkım bulunsun diye.Yolda hiç konuşmadı abim benimle.Ben de buna hiç takılmadım.Kafamı pencereye yaslayıp dışarıyı seyrettim sadece.Olağanüstü bir ağaç popülasyonu vardı hava limanı ile şehir merkezi arasında.Eskiden de böyle miydi,sorusu geldi aklıma.Cevabını bilmediğim bir soruydu.Benim şehrimdi bir zamanlar burası,şimdi ise ne benim şehrim diyebilirim burası için,ne de benim şehrimdi.Hep filmlerde çıkar ya karşımıza bir anda yeni bir hayata başlayan insanlar,geçmişini silen,geçmişini unutan insanlar.Benim hikayemin arta kalanlarıdır işte onlar.Kırmızı ışıkta durduğumuz zaman bana doğru baktı abim.Orospu çoçuğusun,dedi ardından.Hiçbir şey demek istemedim ona.Aslında diyebileceğim çok bir şey de yoktu.Bizim bardaki çocuklar,ayda bir eve çağırıp siktiğim orospu derya,sahaf hüseyin abi.Ha unutmadan bir de evin karşısındaki dönerci ali usta,Hayatım bu kadardı benim.Samimi olduğum insanlar,bir şey dediğim insanlar bu kadardı.Deryayla pazarlık yapardım,hüseyin abiye bir liste verip şu kitapları akşama hazırlasana be abi derdim.Ali ustaya da yeşilliksiz her şeyi bol derdim genellikle.Nadiren yeşillik koydurduğum da olur dönerin içine.Ama hayatımda abime açılacak bir yer,söylenecek bir şey yoktu işte.Gömdük babamı it,dedi sonra abim.Mesajı geç gördüm.İyi bok yedin,lan şerefsiz 18 yıl oldu.Adamın bir lafına siktirip gittin.Senin ben beynini sikeyim.Adam perişan oldu.Annem öldükten sonra bu adam bize hem babalık,hem analık yapmadı mı göt oğlanı.Ani bir frenle arabayı durdurdu.İn lan aşağıya.Gelmemeliydin rıza dedim o an içimden.Ne gerek vardı.Bak aldın başına belayı.Abim sinirli bir biçimde inip kapımı açtı.İn aşağıya şerefsiz in.Küfür etmesene oğlum dedim.Benim suçum mu her şey?Siktir git dedi,gittik.Öldü.Gel dedin,geldik.Neyi yanlış yaptım lan ben.Siz ne dediyseniz onu yaptım işte.Bağırma bana.Cebinden sigara çıkartıp yaktı bana da uzatır diye bekledim ama uzatmadı.Sigara versene bana da,dedim.Bana doğru baktı ve sigarayı uzattı.Babam öldü lan benim,dedi.Senin gibi bir yavşağı mezarına götüreceğim de ne olacak.Git buradan rıza.Sen buraya ait değilsin.Arabaya binip uzaklaştı.Sırt çantam ve ben doğduğumuz ama bilmediğimiz bir şehirde,amacımızın ve düşündüğümüzün çok uzağında bir yerde bulmuştuk kendimizi.


                Küçük Adam

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder