1 Mart 2017 Çarşamba


                             
                                                CEVDET BEŞİKTAŞ'A GİDİYOR

Bir adam geldi onun yanına,
Bir adam
Çelimsiz ve çirkin
Aynı adam üstünde siyah gömlek ve ceket
Onun gözünde akamayan yaş
O adam da güçsüz
Bir adam ve o
Bir evin havasız ve karanlık salonunda
Sonradan gelen bir insan daha
Küçük,ve çirkin bir adamın yavrusu olan
Üç adam da güçsüz
Bir kadının soğuk bedeni sebep tüm bunlara
Kahrolsun,
O ilk adam yani çelimsiz ve çirkin olan
Kahrolsun



- Martılar özgürlüğe uçuyor bugün de
- Anlamadım.

-Martılar diyorum,ne güzeller değil mi?

Çirkinsiniz dedi Cevdet.
-Sizinle konuşacak bir şeyim yok.

Kulaklığını cebinden çıkarıp müzik dinlemeye başladı.Yanında oturan kız kalkmıştı.Cevdet onu o kadar çirkin bulmuş olmalıydı ki yanından kalktığını hissetmemişti.Rüzgar çok kuvvetliydi.Keşke içeriye geçseydim diye düşündü Cevdet.Şu keşkelerden bir türlü kurtulamıyordu.Her lanet gün yeni keşkeler  kazanıyordu."Bana benim gibi biri gerek" ,"Benim aşık olmam gerek" Deniz'in-Tekin- yanına gidip yazdığı şarkıda aradığı kişinin kendisi olduğunu söylemek istiyordu Cevdet.Her zaman olduğu gibi bu isteği de hiçbir zaman gerçekleşmeyecekti.-bunu biliyorum çünkü kalem benim elimde-Hissettiği keskin soğuk ve rüzgara daha fazla dayanamadı.Oturduğu yerden kalkıp motorun iç kısmına geçti.İçerisi kalabalıktı.Giydiği kazakta temel reis yazan bir adam , "Çay isteyen,taze portakal suyu,çay bir lira "diye bağırıyordu.Cevdet daha az insanın bulunduğu bir sıraya geçip oturdu.Keşke en başından içeri girseydim dedi hissettiği sıcaklıkla birlikte.
-Aptal Cevdet!
-Sen kime aptal dediğini sanıyorsun?
-Sana,beş dakika önce aynı şeyi söyledin.Ben de keşkelerinden şikayetçi bir tavır sergiledim.

İnsan aynı olaylardan,yaşanmışlıklardan,kişilerden küçük hatta çok küçük zaman aralıkları içerisinde tekrar tekrar pişman olamaz mıydı? Elbette olurdu.O zaman Cevdet'in yaptığında hiçbir yanlışlık yoktu.
-Özür dilerim Cevo.

Bir daha yapma dedi Cevdet.Onu bir daha uyarmayacaktı.Cevdet genellikle insanları uyarmazdı.Sevdiği bir kaç insanı bir kaç defa uyarmıştı bugüne kadar hepsi o.Ancak onlar bu uyarıları dikkate almamışlardı.Cevdet onlardan bunu bekliyordu zaten.İnsanların sizin canınızı yakmaması için onlardan beklediklerinizi hep kötü,küçük seviyelerde tutmalısınız.En yakın arkadaşınızın sizi sevmediğini düşünebilirsiniz mesela bu sizin için bir sorundan ziyade bir çözüm yaratır.Ona olan yakınlığınızın azalmasını sağlayabilir yada kız arkadaşınızdan tek beklentiniz onu sikmek olsa ona aşık olma takıntısıyla  uğraşmak zorunda kalmayabilirsiniz. Motor Beşiktaş iskelesine yanaşıyordu. Çoğu insan her zaman olduğu gibi önceden ayağa kalkıp kapının önünden motorun arkasına doğru uzanan büyük bir kuyruğun yaratıcısı olmuştu-Yaratmak sadece Allah'a mahsus bir eylemdir.Buradaki kullanımı mecazidir- Cevdet onlara gülüyordu.Ayağa kalkmadan kalabalığın biraz dağılmasını bekledi daha sonra kalkıp motordan indi. Karşısında sıradan bir Beşiktaş manzarası vardı.Kalabalık ve gürültülü. Cevdet buraya kitabını okumak için gelmişti.Burada iyi anıları yoktu,burayı sevmiyordu ama sürekli buraya gelip kitap okurdu.Cevdet Yağmur'u ilk burada görmüştü.Cevdet Yağmur'u ilk burada öpmüştü.İmkanı olsa onunla ilk kez burada birlikte olmak isterdi.Bunu çok düşünmüştü kafede  romantik bir akşam yemeğinden sonra tuvalette onunla beraber olabilirdi.
-Kız senin bu aptalca,deli fikirlerin yüzünden kaçtı.Biliyorsun değil mi?
Yine konuşmaya başlamıştı.O konuşmaya başladı mı bazen günlerce susmazdı.

Hayır dedi Cevdet.
-O beni sevmediği için gitti.Bu konunun benim garip fikirlerimle hiçbir ilgisi yok.Ayrıca bunun fikrimin garip olmasından ziyade benim mekan takıntımla ilgisi olduğunu ikimiz de gayet iyi biliyoruz.Mekan takıntımın da yağmurla ilgili olması nedeniyle bu konu hakkında suçlayabileceğin tek kişi o olabilir.
-Her şeye de bir cevabın var.

Var dedi Cevdet.Gerçekten de vardı.Ona sorulan her sorunun mantıklı bir cevabı vardı.O mantıksızlıklardan,mantığını kullanamayan insanlardan nefret ederdi.O genel olarak insanlardan nefret ederdi.Kafenin üst katına çıktı.Her zaman oturduğu masa boş değildi.Buraya haftada üç-dört kez gelirdi ve o masadan başka hiçbir masaya oturmamıştı bugüne kadar.Cevdet takıntıları olan bir insandı.

-Pardon sizden bir şey rica edebilir miyim ?
-Tabii ki
-Masamdan kalkar mısınız?



                              Küçük adam




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder