Bütün kötü palyaçoların anısına...
ve Elif Zeyno'ya..
Soğuğun verdiği acı dayanılacak gibi değil. Kaybedilmeye serdiğim hissiyatlarım bazenleri hortluyor, bazenleri ise bu mücadelenin kıyısından geçmeye bile cüret edemiyor. Bu anlamda bir saygısızlık betimlemesi yoktur. Yürekten bahsediyorum tamamı ile, korkusuz olmaktan. Toprağın kokusunu bastırıyor bazenleri sigara dumanı. Bazı anlarda ise ıslanmış toprağın kokusu ve toprağın içindeki ölülerin sessiz çığlıkları sürtünüyor burnuma. Bunu bilmek çıldırtıyor ruhumu. Çıldıran sadece ruhum değil. Gözlerimden akan yaş isyan ediyor, ellerimden akan kan isyan ediyor. Fısıltıların arasına karışıyor şenlik haberleri ve şehrin dört bir yanını sarmış çoktan ağıtlar. Ne yazık ki ötelenmiyor acılar. Hayatın gerekliliği esiyor tenimde. Ayak uçlarımdan başlıyor ve şuraya kadar geliyor. Saçlarıma kadar geliyor. Mesleğim gereği unutmaya söz verdiğim hislerin yansımaları mezar taşlarına kazınıyor. Birileri geldi ve birileri gömüldü. En başından beri böyle değil miydi? Bir ölüm bedeldir bütün acılara. Bütün acı sanrılarına bedeldir bir ölüm ve bütün ölümler önemlidir biz ölümlüler için. Hıçkıra hıçkıra ağlasam duyar mısınız çocuklar? Belki o zaman gülersiniz bana. Bir doğum günü partisi yerine bu dingin mezarlıkta başlasaydım belki de... Sana geliyorum anne.
küçük adam