15 Ekim 2018 Pazartesi






     Bütün insanlar aynı doğar bana göre. Aynı şartlarda, aynı düşüncelerle başlarız hayata. Bu şartlar ve düşüncelerden kastım koca bir hiç, bir boşluk aslında. Boşluklar, var oluşun kaçınılmaz eş anlamlılarıdır sözlüklerde. Var oluştan sonraysa her insan kendi yolunu çizer. Eşitsizlikler baş gösterir, fikirsel ayrışmalar önce manevi tartışmalara ardından ise fiziksel yaralara sebebiyet verir. İnsanlar yaraları göz ardı etmeyi çocukluk öncesi dönemlerinde öğrenir. "Düştün, ama bir şey olmadı. Ufak bir yara sadece." Bu ufak yaralar, biraz daha büyüklerine dönüştükçe dikkatli olmamız gerektiği söylenmeye başlanır. En sonundaysa yaralardan kaçınmamız gerektiği konusunda fikir birliğine varılır kanaat önderleri tarafından. Aslında zamandan gelir kaos. Yıllar besler gerçekleri ve yanılsamaları. İlk önce insan vardı. En sonunda insan yok olacak. İyi hatırlıyorum. Bu bedenin ilk zamanlarında sevmiştim: Düşmeyi, yara almayı, annemi ve kadınları. Kadınların çocuk olanlarını. Sonrasında yaralardan ve kadınlardan nefret ettim. Annem ölmüştü. Onu belirli bir zaman sonra hiç düşünmedim. Benim adım Pavlov. Ben bir anarşistim. Ucuz kırmızı şarabı, pembe çorapları ve bal porsuklarını severim. Ben bir deli değilim. Nefret ediyorum sadece. Bana yalan söyledikleri için insanlardan, beni sevmedikleri için ailemden,  mütemadiyen her ayın başında kira adı altında beni sömürdüğü için ev sahibimden, haftada bir alkollü içeceklere zam yapan tekel sahibinden, vatandaşları olmama izin verdiği için devletten nefret ediyorum. Havanın soğukluğundan, hemen tepemde tenimi yakan güneşten, yağmurdan, kardan, kardan adam yapan insanlardan, kardan adamların burunlarına konulan havucu satan manavlardan nefret ediyorum. İnsanlar ilmek ilmek örer kendi nefret kazaklarını. Üstlerine geçirir ve devam ederler işlemeye. İnsanlar büyür, insanlar büyüdükçe büyür nefret kazakları. Nefret süre gelir, yorulmaz, dinlenmez, acıkmaz. En ağır çeşidi kişinin kendine duyduğudur. Delirtir. Peki bir anda mı delirir insan, yoksa çaba mı harcar uzunca bir süre delirmek için, deli olduğunu zannederken?

    İşte böyleydi yaşam. Düşüncelerden ibaret bir zindandı. Siparişini verdiğiniz kahve gelmeden önce aklınızda dolanan intiharlardı. Defalarca izlediğiniz filmi, aynı arzu ve heyecanla tekrar tekrar izletirdi. Umutla bekletirdi sonunu, ve şüpheye yer bırakmadan pişman ederdi her seferinde. Kararlıydım. Bu sefer ben pişman edecektim onu. Kararlıydım, çünkü olmak zorundaydım. Herkes görmeliydi Pavlov'un yapabileceklerini. Herkes korkmalıydı. Akıllılar kaçacak yer aramalıydı deli sandıklarının gazabından. Adımı defalarca söyledim size. Ama bir kere daha okuyun seslice. Bağıra bağıra hem de. Benim adım Pavlov. Birazdan masama gelecek kahve bittiğinde bir karar verecek karşımdaki ölümlü. Ölüm mü yoksa intihar mı? 



 küçük adam

1 yorum:

  1. Düşüncelerden ibaret zindan... Belki de başını kaldırmalısın Pavlov.

    YanıtlaSil