25 Mart 2018 Pazar
RIZA BİR ÖLÜMLÜ,RIZA ÖLDÜ MÜ?
Bütün yalanların ortak bir noktası vardır. Söyleyene acı verir yalanlar. Gerçekten uzaklaştırmazlar ancak var olmayacak hayallere yaklaştırırlar insanı. Bütün acıların ortak bir noktası vardır. Sahip oldukları bedeni yalana alıştırırlar. Mutluluktan uzaklaştırmazlar ancak baki olan arayışlardan vazgeçmeye yaklaştırırlar insanı. İnsan vazgeçmeye meyillidir her zaman. Sabahın erken saatlerinde henüz güneş etkisini göstermeye başlamamışken, balıklar uyanmamışken daha, hiçbir çocuğun kumdan kalesi yapılmamış ve yıkılmamışken, kumsala inmeden önce adım adım izimi bıraktığım asfalt terlememişken daha deniz suyunun sıcaklığı insanı vazgeçmeye meylediyor. Aldırmıyorum. Ruhumu Akdeniz'in serin sularında özgür bırakma fikrinden vazgeçmiyorum. Yosunlara ve taşlara basmamaya çalışarak yavaş yavaş yürüyorum denizin içinde. Soğuğu hissetme arzum veya belki de kolluklarımın olmayışından duyduğum öz güvensizlik kulaç atmamı engelliyor. Birazdan su boyumu aşacak. Birazdan ölümle yaşam arasında, metaforik sanrıların rahatsızlığını belki bir baş ağrısı yahut ince bir kalp sızısı olarak hissedip bir karar vereceğim. Bu kararı biraz zamanlığına ertelemek için duruyorum. Ufuk çizgisi olabildiğince yakın görünüyor buradan ve olabildiğince uzak. Vücut sıcaklığımla suyun sıcaklığı yavaş yavaş dengeleniyor. Bu durumun verdiği rahatlama hissini bütün zerrelerimde hissedebiliyorum. Yanımdan geçen küçük balık sürüleri daha belirgin artık. Güneş biraz daha fazla yakıyor üzerinde pek fazla saç olmayan kafamı. Bir karar verebilmiş değilim. Ya sona devam edeceğim ya da belirsizliğime geri döneceğim. Bir kızıldereli büyüğü der ki, "En büyük hayalim bir gün amaçsız kalmak. O zaman çok daha kolay olurdu insan için canına kıymak." Bu cümleleri benim elime bıraksalardı şöyle değiştirirdim. "En büyük hayalim bir gün canıma kıymak. O zaman çok daha kolay olur insan için amaçsız kalmak." Uzun süredir suyun içinde kalan ellerim buruşmaya başlıyor. Küçükken anneme beni leğende yıkaması için yalvarırdım. Ellerimi suyun altından hiç çıkarmaz ve buruşmasını beklerdim. O zamanlar hayatı tanımamak, mutlu olmak için küçük bahanelerin yeterli olmasına sebebiyet veriyordu. Odun sobasının ısıttığı küçük salonumuzda annemin anlattığı masallarla, babamın haftada bir aldığı çikolatalarla, aşağı mahallenin çocuklarını yendiğimiz futbol maçlarıyla mutlu olabiliyordum. Sonra ardı ardına geldi hepsi. Büyüme telaşı, okul sorunu, iş, aşk, ölüm... Hep yara almaya başladım. Yıllar geçtikçe yaraları kapatmak yerine daha fazla yara aldım. Kime güvensem elimde patladı. Hangi taşı kaldırsam altında ben kaldım. En sonunda da yıldım. Yaşamaktan vazgeçtim. O yüzden geldim buraya. Sakin bir tatil kasabası. İnsanların hala mutlu olabildiği, gülebildiği ender yerlerden bana göre. "Denizi çok güzel." demişti bir arkadaşım sorduğumda. Acaba haberimi aldığında ne tepki verecek? İleriye doğru bir adım attım. Su seviyesi boynumdan çeneme doğru kararlıca yükseliyordu. Sonuma birkaç adımımın kaldığının farkındaydım. Yüzme bilmiyordum. Önce kum kayacaktı ayaklarımın altından. Çırpınmalarım başlayacaktı belki de. Ciğerlerime yavaş yavaş tuzlu deniz suyu dolup,burnum ve gözlerim acınası bir şekilde yanarken bir pişmanlık kaplayacaktı bedenimi belki. Geç kalmış olacaktım. Yaşamaya dair ne kaldıysa elimde yetmeyecekti beni tekrardan su yüzüne çıkartmaya. Batacaktım. En dibe kadar batacaktım. Zihnimde bunca çaresizlik varken, bunca yıpranmışlığın ağırlığı beni hararetli bir ölüme doğru sürüklerken ismimi bağıran bir kadın sesiyle irkildim."Rıza bey,rıza bey !" Duyulanın gerçek olup olmadığına dair kısa süreli bir zihin çatışmasından sonra arkamı döndüm. Komşum Lale hanımdı bu.Bir eliyle bana el sallayıp diğer eliyle havlusunu ve muhtemelen ben dönmeden önce çıkarttığı pareosunu kumların üzerine bıraktı. Denize girip yanıma doğru yüzmeye başladı. Ölümüm ertelenmeliydi. Bir insan yanımdayken bunu yapamazdım. "Ah ulan Rıza" dedim kendi kendime. İnsanlar hep yanlış zamanda anarlar adını. Hep yanlış zamanda gelirler...
küçük adam
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder