19 Nisan 2018 Perşembe
LEYLA
Sus lütfen Leyla. Anlıyorum ben seni, tamam. "Zaten kız konuşmuyor Denüz." diyor kapıcı Hamdi. Her boka da karış ama kapıcı Hamdi eksik kalma sakın. Moda sahilinde oturuyoruz. Elimizde biralar. Benim, Leyla'nın ve piç Ateş'in elinde. Hamdi içmiyor. Kapıcı Hamdi'ye göre içmek günah. Ben ise alkolün,sigaranın ve sarı saçlara takılan kırmızı lastik tokaların sünnet olduğunu düşünüyorum. Dinimizde Leyla'nın yaptığı davranışlara sünnet denir ve ben onun en büyük müridiyim. Biramdan bir yudum alıyorum. Leyla ile Ateş öpüşüyor. Kapıcı Hamdi bana bakıyor, hayır öpüşmek için değil, ben gökyüzüne çeviriyorum başımı önce Allah'a soruyorum, sonra Leyla'ya. Nasıl izin verirsin buna Allah? Peki sen Leyla, sen nasıl yaparsın bunu? Farkında mısın kimin elini tuttuğunun tekrar? Söz vermiştin Leyla. Bir daha izin vermeyecektin buna, seni bir daha üzmesine izin vermeyecektin. Piç Ateş, piç Ateş, piç Ateş... Biramdan bir yudum daha alıyorum. Hava çok sıcak, kapıcı Hamdi'nin kel kafasından akan terler Düden şelalesini hatırlatıyor. Beraber gitmiştik Leyla. Sen ve ben... Deniz çarşaf gibi, denizin bu sakinliği çimenlerde oturmuş bütün insanları dinginleştiriyor. Bir ben sinirliyim. Bir ben Leylasız ve yalnız. Ama yüzünüze gülüyorum Leyla. Senin ve Ateş'in yüzüne gülüyorum. Sen sadece Ateş'in yüzüne gülüyorsun. Ateş yavşak, o herkese gülüyor. Kapıcı Hamdi bilmiyor gülmeyi. Affet, unutuyorum arada Leyla. Sen bana sadece ağlarsın. Sen çevrendeki herkese gülüp, bir bana ağlarsın Leyla. "Olsun." diyor kapıcı Hamdi. "Etme şikayet. Sabret." Sabrediyorum kapıcı Hamdi, hem biram var değil mi, Leyla var ve Leyla'nın sevgilisi var! "Eee" diyor Ateş. Ne eee lan göt! "Neler yapıyorsun Deniz? İşten atılmışsın galiba. Leyla bahsetmişti." Bana bakıyorsun o an. Anlıyorsun kızdığımı. Ama susuyorsun Leyla. Sen hep Ateş'in bokluklarına susarsın zaten değil mi? Sevmek Leyla, sevmek insanı sessizleştirir mi? Beni çok konuşturuyor. Ancak tek başına ve yalın konuşmalar bunlar. Ben "kendini sessize almak" diyorum buna. "Ben varım ya, Denüz." Denüz değil diyorum kapıcı Hamdi'ye. Sonra Ateş'e cevap veriyorum. "Atılmadım. Kendim ayrıldım işten. Orası bana göre değildi. Ruhumu haftada altı gün bir masaya hapsedecek kadar delirmedim daha." Hava çok sıcak, başımızın üstünde uçuyor kuşlar ve daha çok bira lütfen. "Bu delirmemiş halin mi kanka?" Hava çok sıcak, başımızın üstünde uçuyor kuşlar ve daha çok bira lütfen. Sessiz modda devam ediyorum Ateş'i takmamaya. O da sormaya devam ediyor ısrarla. "Hayır yani, nasıl para kazanacaksın oğlum o zaman? Ruhunun hoşuna giden işler var mı?" Sırıtıyor yavşak. Sana bakıyor Leyla. Gözlerinin içine bakıyor. Sen de onun gözlerinin içine bakıyorsun. Ben gökyüzüne bakıyorum. Hala bir hesaplaşmanın peşindeyim ancak Allah aramalarımı yanıtsız bırakıyor. Hava çok sıcak, başımızın üstünde uçuyor kuşlar ve daha çok bira lütfen. "Bilmiyorum." diyorum. Biz el ele tutuşsak ya Leyla. Sıkıldım. Hem biram da bitiyor. Sen giriyorsun lafa sonra. "Boş verin bu konuları. Deniz bulur bir çaresini." Beni mi savunuyorsun yoksa oluşabilecek bir kavgayı mı önlemeye çalışıyorsun Leyla? Nasıl kırmıştım o götün burnunu ama. "Muazzam kafaydı Denüz. Hakan'ın Juventus'a attığı gol geldi aklıma." İşte buna içilir kapıcı Hamdi. "Zıkkım iç Denüz." O gün geldi aklına değil mi Leyla? Bunun beni savunmak ile ilgisi yok. Ama korkma Leyla. Yapmam bir daha. "Hafta sonu konser var." diyorsun sonra "Gidelim mi beraber? Ada da gelir belki ne dersiniz?" "Bana uyar." diyor piç Ateş. "Sana her şey uyar zaten. Sana Leyla'yı dövmek te uyar, sana Leyla'yı aldatmak ta uyar." "Ne diyorsun lan sen göt!" Piç Ateş neye atar yapıyor anlamıyorum. "Hassiktir Denüz." diyor Hamdi. Hassiktir diyorum ben de. Hangi piç içsel konuşmalarımı sessizden çıkardı benim? Senin gözlerin dolmuş Leyla. Benim yüzümden mi? Makyajın bozulacak Leyla. Ağlama, çevirme başını benden ne olur. Sikeyim Ateşi. Özür dilerim. Senden özür dilerim Leyla ama geri basamam artık. "Ne diyorsam diyorum işte. Leyla da biliyor ne bok olduğunu. Ah şu kız olmayacaktı arada. Senin götüne cop sokardım lan ben. Senin..." Leyla bana bağırmaya başlıyor. Kulağımda hafif bir çınlama, çevre sesleri, iç sesler, klasik müzik, Bach, ardından çılgın Azeri müzikleri, sizin alınız al, tamam morunuz da mor tamam. Leyla'nın bağırışlarının sonuna yetişebiliyorum ancak. "Yeter Deniz, yeter! Git buradan!" "Ama Leyla?" Başka bir şey söyleyemiyorum. "Git dedim sana, hemen!" Aynı şeyleri tekrarlıyor Leyla. "Kızı duydun lan!" diyor Ateş. "Gidelim buradan Denüz." diyor kapıcı Hamdi. Biramı alıp doğruluyorum. Gidelim kapıcı Hamdü, gidelim. "Hamdü değil, Deniz" diyor. Bu kadar basit mi lan? Adımı öğrenmen buna mı bakıyordu göt Hamdi! Neyse. Leyla'ya bakıyorum uzun uzun. Gözlerini kaçırıyor benden. Bira şişesini havaya kaldırıp "Şerefinize..." diyorum. "Mutlu, güzel ilişkinize..."
küçük adam
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder