25 Nisan 2018 Çarşamba




                                                              PİÇ ATEŞ


 Israrla ve sürekli olarak, hayata tutunma çabaları karşılıksız bırakılan adamlara "kötü insan" diyor toplumumuz. Kovuluyoruz, "git buradan" larla dövülüyoruz çoğu zaman. Her darbede biraz daha canımızı yakıyorlar. Ve bilindik sahillerde, elimizde bir çok şişe bira, bir de kapıcı Hamdi yanımızda. LANET OLSUN. "Lanet okuma Denüz" diyor kapıcı Hamdi.Yine unuttu. Zaten elimde bir sen kaldın Hamdi. Acınası durumumu daha da zor hale getirmek için takındığın bu umarsız tavrı götüne sokarım senin. Adım Deniz, yirmi altı yaşındayım, şairim, işsizim. "Leylasız Deniz" diyin bana. Biten bira şişesini çöp kutusuna atıp devam ediyorum yoluma.  Nereye, nereye gideyim Leyla? Evimizde mi beklesem seni, yoksa en sevdiğimiz meyhaneye mi gitsem? Sen roka salatası seviyorsun. Roka salatası söylerim. Sen rakını şalgamla içmeyi seviyorsun. Rakımı şalgamla içerim. Ne dersin Leyla? Yok olmaz. Ya evimize dönersen, ya pişman olduysan söylediklerin için. Evimize gidip bekleyeceğim seni Leyla. Moda'nın kalabalık sokakları zihnimi bulandırıyor. Tasmalı bir ev köpeği, bir sokak köpeğine havlıyor. Kediler olayı dışarıdan izleme taraftarı, karışmıyorlar Leyla. Kapıcı Hamdi köpeklerden korktuğu için koluma giriyor. Sövüyorum. Kırılıyor. Daha önce söylemiş miydim sana? Herkes birilerine kırgın Leyla. Sen bana, ben kendime, başka insanlar başka insanlara... Kırgınlık sürekli Leyla, kırgınlık uçsuz bucaksız bir deniz. Kırgınlık hiç bitmeyeceğini bildiği bir yolda emin adımlarla yürüyor, arkasına bakmadan ve çoğalarak. "Pilav mı yesek Denüz?" diyor kapıcı Hamdi. Cevap vermiyorum. Benim dünyam dağılmış. Adam hala midesini düşünüyor. "Pilavcı zaten yol üstünde Denüz. Beş dakikamızı alır sadece." Tam sokağın köşesine gelmişken ani bir hareketle Hamdi'yi omuzlarından tutup duvara yaslıyorum, öpmek için değil, korkmuş gibi bakıyor bana. "Hamdi, sikerim pilavını. Çok istiyorsa canın eve söylerim. Şimdi sus ve yürümeye devam et." Elini ağzına götürüp o çok bilindik fermuar kapatma hareketini yapıyor. Aferin kapıcı Hamdi'ye ve bütün dünyaya ve Aferin Tanrı'ya. Herkes uyusun, iyi oluyor hoşlanıyorum. Maalesef Turgut Bey siz bile açamıyorsunuz şu an içimi. Karanlıklarım hala karanlık. Aydınlık Leyla'da. Leyla Moda Sahili'nde. Ben Bahariye'den Kadıköy rıhtıma yürüyorum. Leyla Ateşle. Benim yanımda Hamdi. Kapıcı sessiz Hamdi. Leyla mutlu. Aslında herkes mutlu. Öyle bir düzen ayarlı ki herkes bir şekilde mutlu oluyor. Biz ise o herkesin içine dahil olamayıp "Biz de bir gün mutlu olacağız." diyoruz. Bu umutlu bir söylem değil. Adımlarıma hızlanmalarını emrediyorum. Hamdi koşuyor. Ben de koşuyorum biraz zamanlığına. Yoruluyorum. İnsanlar kalabalık gruplar halinde geçiyor yanımızdan. Burası Kadıköy ve burada kadınlı erkekli gruplar halinde gezilir. Burada rock, blues, jazz ve Müslüm Gürses dinlenir. Erkekler deri ceket giyerler. Kadınlar saçlarını boyarlar cırtlak renklere. Leyla da boyamıştı bir ara saçını. Sıkılmıştı daha sonra, "Bu renk bana hiç yakışmıyor demişti." Oysa bilseydi saçlarının açık maviliğine yazdığım şiir adedini, anlardı. O renk ondan başkasına bu kadar yakışamazdı. Ah Leyla! Ne olurdu beni sevseydin Ateş'in yerine. Ne olurdu ben sırtına koyup kafamı, öyle yazsaydım şiirlerimi. "Leyla insan olmazdı Denüz, insan olmazdı o zaman." Ne ilgisi var? Adama bak. Ne yapıyorsun Hamdi, çöpten çıkardığın cin ali kitaplarıyla filozof olmaya mı karar verdin? On dakikalık aranın ardından denizi tekrar görünce, bir sigara yakıyorum. Çok güzelsin İstanbul. Leylayı yaşatıyorsun içinde. Bir kadın geliyor yanıma ve ateşimi istiyor. "Ateş yanımda değil." diyorum. O Leyla ile beraber. "Piç Ateş!" diye bağırıyorum kadının suratına. "Deli galiba bu." diyerek uzaklaşıyor. Ben de onun deli olduğunu düşünerek uzaklaşıyorum oradan. Otobüsüm görünüyor. Durmuş vaziyette beni bekliyor. Hiçbir 12A ben binmeden hareket etmez ve ben her 12A'ya Leylasız binerim. Akbilim yanımda değil diye güzel bir kadın arıyor gözlerim. Bulamıyorum. Şoför güzel ama kadın değil. "Olsun denüz, sen sor." diyor kapıcı Hamdi. "Pardon." diyorum."Akbili unutmuşum. Bütün suç kapıcı Hamdi'nin beyefendi. Bir de Leyla'nın tabii, ona geldim koşarak. Ona geldim akbilimi bile yanıma almayı unutarak. O şimdi Ateş'in yanında. Benim eve gitmem lazım, izninizle. Evde Leylayı beklemeliyim." "Hay yapacağın işe senin Denüz!" diyor kapıcı Hamdi. "Deli misin kardeşim in aşağıya!" diyor şoför bey. "Taksi." diyorum ben de, "taksi amınakoyayım..."





   küçük adam



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder