2 Mayıs 2017 Salı


                                                              PALYAÇO SAİT
     
Çocukluğumun  en büyük hayaliydi palyaço olmak.Abim doktor olmak isterdi.Çok sevinirdi annem.Anımsıyorum da komşuların eve geldiği günler abimin doktorculuk oynadığı iğnesi,stetoskobu çıkartılıp annem tarafından süslü kelimelerle oğlunun doktor olacağı anlatılırdı.Bir de küçük kız kardeşim çıkmıştı sonradan ortaya.Ben daha biriyle uğraşamazken küçüklüğünden beri avukat olmak isteyen bir canlı üzerimdeki baskıyı daha da arttırmıştı.Bir aile yemeğinde dayımın büyüyünce ne olmak istiyorsun sait sorusuna palyaço cevabını verdiğimde başlamıştı her şey.Çok iyi hatırlıyorum babamın o zaman verdiği tepkiyi "Salak olacak nermin bu çocuk." demişti."Birazcık abini örnek al da derslerine çalış."Abimi hiç örnek almadım ben.Doktor oldu o.Abimi örnek alsaydım kesinlikle doktor olurdum ben de.Kız kardeşim büyüdükten sonra "Bak senden 4 yaş küçük ama zehir gibi kafası var." laflarına maruz kalmaya başladım.Kötüydü benim derslerim.Hayatımın hiçbir döneminde zehir gibi kafam olmadı.Palyaço olmak istiyordum ve bunun için çok ders çalışmama,zehir gibi kafam olmasına gerek yoktu.Bilinçliydim.Ancak ne babam görüp takdir etti bunu,ne de annem.Üçüncü sınıfa giderken derse giren müfettiş bizlere büyüyünce ne olmak istediğimizi sormuştu.Soru bana yöneltildiğinde öğretmenimin bakışlarındaki çaresizliği asla unutmam.Cevabımı biliyordu,bu cevabı duymaktan korkuyordu.Ayağa kalktım,belki de hiçbir palyaçoda olmayan gururla "Palyaço olmak istiyorum,efendim."dedim.Tüm sınıf gülmeye başlamıştı.O zaman anlam veremediğim o kahkahaların nedenini şimdi daha iyi anlıyorum galiba.28 yaşındayım.Merak ediyorsanız hayır palyaço değilim.Ben palyaço olamadım.Başka bir şey de olamadım onun yerine.Babam salak olacak nermin bu çocuk derken bunu kastediyordu galiba.Palyaço olabilseydim eğer emin olun salak olmazdım.Bu arada küçük kardeşim de geçen sene hukuk fakültesini dereceyle bitirdi.Gerçekten çabaladım palyaço olmak için,birkaç başarısız denemeye imza attıktan sonra dünyadaki tüm palyaçolardan ve turgut uyardan özür dileyerek mesleği bırakma kararı aldım.Yine çocukluğuma dönmemiz gerek bunun nedenini anlatmam için.Sirkin şehrimize geldiği pazartesi sabahı,gecesi heyecandan uyuyamamış ben yataktan öylesine fırlamıştım ki abim sesime uyanmış ve tüm umursamazlığıyla geri yatmıştı.Ben on yaşındaydım,o on iki,zeynep ise altı yaşında çok sevimli bir kız çocuğuydu.-avukat olmak istediği zamanları saymazsak-.Ben palyaço olmak istiyordum,Zeynep avukat,abim ise doktor.Abim doktor,zeynep hukuk fakültesini bitirdi geçen sene,ben palyaço olamadım.Aslına bakarsanız ben hiçbir şey olamadım.Yataktan çıktıktan sonra koşarak banyoya gitmiş,elimi yüzümü yıkamıştım.Zor ikna etmiştim babamı beni sirke götürmesi için.Ama ne kadar salak olacağımı düşünse de ben onun oğluydum ve babalar çocuklarının isteklerini,özellikle de ağlayan çocuklarının isteklerini yerine getirirdi.Bunu biliyordum.Bilinçliydim.Ancak ne babam görüp takdir etti bunu,ne de annem.Kahvaltı edecektik,daha sonra da doğru sirke gidecektik.Aslanlar,maymunlar,tel cambazları,en önemlisi palyaçolar beni bekliyordu.O yaşıma kadar hiçbir günü yaşamayı bu kadar arzulamamıştım herhalde.Bilemezdim olacakları,ben allah değildim,gerçi var mı yok mu o da büyük bir muamma ama-ben o günden sonra hiç inanmadım ona-Ben babam,annem uyansın da kahvaltı edelim diye beklerken,babamın haykırışlarını duydum.O gün sirke gidemedik.Annem ölmüş benim o gece.Kalp krizi.Cenazesi oldu benim annemin.Çok kızdım palyaçolara hiçbiri gelmedi.Daha sonra suç palyaçolarda değil dedim anneme kızdım.Niye o gün öldün anne diye.Son on,on beş senedir de kendime kızıyorum.Keşke annenin komşulara gururla anlatacağı bir şey olmak isteseydin sait diye.Siz söyleyin palyaço olsaydım eğer annem de bana güler miydi?

                                             Küçük Adam

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder